12.12.2019
Değerli Okurlar,
Almanya başta olmak üzere Avrupa'da yerleşik Türkleri, 1986 yılında, Prof.Dr. Tahir Özgü'nün vermiş olduğu görevle birlikte tanıdım. Bundan yaklaşık otuzbeş yıl önce yaşanan bu tanışma öyle bir tanışmaydı ki, bu görev öyle bir görevdi ki, bugün bile Avrupalı Türklerin eğitim ve öğretimi hususunda kendimi sorumlu hissetmekteyim.
25.11.2019
Belli bir yaşı geçenler hazan mevsimi gelince ölümü daha fazla düşünür oluyor. Gençler için çok uzak olan bu düşünce orta yaşı geçmeye, okul arkadaşlarının bazılarını kaybetmeye başlayınca Hayat nedir? Ben kimim? Neden bu mücadele demekten kendini alamıyor insan.
Hayat nedir?
09.11.2019
Almanya'da Türkçe derslerinin başlamasının 50. Yılı olması münasebetiyle son günlerde çeşitli toplantılar yapılmakta olup, beklentiler ve gerçekler üzerine alan uzmanları değerlendirmeler yapmaktadır. 1986 yılından bu yana Avrupalı Türklerin eğitim ve öğretim düzeylerinin yükseltilmesini misyon edinen biri olarak, Avrupa’da Türkçe ve Türk Kültürü öğrenimini sorunlarımızın ilk sırasına yerleştirmekteyim.
18.10.2019
Dünya’nın son beşyüz yılına şöyle bir baktığımızda, güç odaklarının doğudan batıya doğru önemli bir değişim geçirdiğini görmekteyiz. Dünya 01.01.1500 ile 31.12.1999 yılları arasında çok önemli değişimler yaşamıştır. Tüm bu değişimler Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında Doğu Roma İmparatorluğu’nun Başkenti Konstantinopolis’i ele geçirip; Doğu Roma İmparatorluğu’nu tarih sahnesinden silmesiyle mümkün olmuştur.
03.10.2019
Bu yıl iki Almanya’nın birleşmesinin 29. Yılı kutlanıyor. 3 Ekim 1990 tarihinde doğu ile batı birleşmiş ve o yılların şartlarına göre bu birleşme büyük bir başarı olarak Dünya siyasi tarihindeki yerini almıştı.
Birleşme öncesi ve sonrasındaki Almanya konusundaki tartışmalara girmeyeceğim. Çünkü 29 yıldır tek bir Almanya var ve Almanya bu hali ile küresel ekonominin önde gelen bir aktörü. Siyasi olarak, hem AB içindeki rolü ile hem de tek başına önemli bir karar verici, bilim,sanat,kültür spor ve yenilikçi alanlardaki yatırımları ile Avrupa ve Asya’da rekabet artırıcı bir güç!
19.09.2019
İki yıl sonra Türk işgücü göçü anlaşmasının 60. Yılı. anılacak ve kutlanacak. Almanya’daki yılların birikimine güvenerek ifade etmek isterim ki; 2021 yılında yapılacak anma faaliyetleri kapsamında Türk kökenli toplumun başarıları, Almanya’ya katkıları, geçmişe yönelik anılar, iki kültür arasında yaşamaları, spor, sanat, bilim, girişimcilik vb.
06.09.2019
Almanya’ya işgücü göçünün başladığı yıllarda haber alma ihtiyacı Türkiye’den gönderilen gazeteler, Türkiye’nin Sesi Radyosu ve daha sonraları da Köln Radyosu ile giderilmiştir. Göç yazınından edindiğimiz bilgilere göre, postayla gelen Türkçe gazeteler o dönemlerde elden ele dolaşır yenisi gelene kadar eski gazete defalarca okunurmuş, Göçün ilk yıllarında en önemli haber ve hasret giderme aracı mektuplarmış. O yıllarda yazılan mektupları bugün bile okuduğumuzda duygulanmamak mümkün değil.
23.08.2019
Öyle bir ortam düşünün ki, orada insanlar çevrelerinde olup bitenlerden zevk almasınlar; ne acı duysunlar, ne de üzüntü. Hiçbir şey oradaki insanları sevindirmesin. Sevinmedikleri gibi üzülmesinler de.
Bir şeylere ne sevgi duysunlar ne de nefret. Pişmanlık duygusu da olmasın içlerinde! Ne korku, ne kaygı, ne umut, ne cesaret, ne hırs, ne de beklenti olsun.
Bunlar aşk, şefkat, acıma, yardım etme ya da mutluluk nedir hiç tatmamış olsunlar...
Bu ortamdakiler sadece karınlarını doyursun ve üresinler!
29.07.2019
Avrupalı Türklerin eğitim sorunu kimin sorunudur? Sorusunun cevabı her ne kadar kamusal kurumlar gibi gözükse de, uygulamadaki başarı bireysel gayreti gerektirmektedir. Bir de Türkçeyi ve Türk kültürünü öğretmenin ve öğrenmenin esas olarak Avrupalı Türklerin meselesi olduğu gerçeğinin unutulmaması gerekliliğidir. Avrupa’da yerleşik Türklere Türkçe ve Türk kültürü eğitiminin sunulması ancak Avrupalı Türklerce bu eğitimin talep edilmesi gereğine dayanmaktadır. Bu güne kadarki uygulama tecrübeleri göstermiştir ki, Bu gerek çözümün olmazsa olmaz koşuludur.
17.07.2019
Almanya’ya Türk işgücü göçünün 58. Yılını yaşamaktayız. Türkiye’den yurt dışına çalışmak üzere giden bir avuç insandan yaklaşık üç milyon kişiye, bu üç milyon kişiden yaklaşık bir milyon Türk asıllı Alman vatandaşına ulaşmamıza rağmen bu insanlar, bazı kesimler tarafından henüz “Gurbetçi” veya “Almancı” etiketlemesinden kurtulamamışlardır.