Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

SEMİR BOLAT

SEMİR BOLAT  |  BERLIN

semir_bolat@hotmail.com

YAZARIN TÜM YAZILARI

03 MAYIS: DÜNYA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ GÜNÜ

 

Bayramlar arasında arada kaynamasın istedim.
Bugün Dünya basın özgürlüğü günüdür.
Bugün 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü…
Dünya’nın her yerinde 4.kuvvet olarak bilinen Basının; devletin halk adına zayıflayan, kapitalist egemenler tarafından güçlenen gücüne karşı; yargı, yürütme ve yasamanın yani 3 erkin görevini yapamaması halinde gerçekleri göstermesiyle en önemli ve savunmasız olduğu kalemi ve haber, fikirleriyle onlara karşı mücadelesinin kudreti olarak kabul edilir.
Ülkemiz ve demokrasiden uzaklaşan ülkelerde maalesef gazetecilik yapmak savaş alanın da olan askerlerden daha tehlikeli bir görev yapıyorlar. Canları özgürlükleri pahasına bu işi yapıyor ve halkın gerçek haberleri alma hakkı için çalışıyorlar. Tabi ki efendisinin sesi ve iktidarın gücüyle yandaş olan sözüm olan gazetecileri kast etmiyorum. Onlar sıcak yerlerinde ve sağlanan konforlar da yaşamamanın tadını çıkarmaya devam etsinler
Şimdi gelelim günümüzün gerçeklerine.
Sınır Tanımayan Gazeteciler ’in (RSF) Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre;
*Türkiye, bu yıl 180 ülke içerisinde 149’uncu sırada yer aldı.
*Endekste, Türkiye ile ilgili “Recep Tayyip Erdoğan’ın aşırı yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanlığı’na ve otoriterliğine, basın özgürlüğünün hiçe sayılması ve yargı sistemine müdahaleler,
*Bazı gazeteciler, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’, ‘örgüt üyeliği’ veya ‘örgüt propagandası’ gerekçelerine dayandırılan keyfi kovuşturmalar, gazetecilere yönelik tutuklamanın yerini adli kontrol aldığı,
*Yargı, Erdoğan’ın talebi üzerine tutuklamalar yapsa da bazı hâkimler ‘aşırıya kaçan baskıya’ ses çıkarmaya başladığı” yazıldı,
*Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün her yıl açıkladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde bu yıl 180 ülke içerisinde 149’uncu sırada yer aldığı,
*2021 yılında 153’üncü olan Türkiye, dört sıra öne çıktığı,
*Endekse göre;
**180 ülkenin 8’inde özgürlük durumu “iyi”,
**40’ında “tatmin edici”,
**62’sinde “sorunlu”,
**Türkiye’nin de aralarında olduğu 42 ülkede “kötü”
Ve 28 ülkenin ise “çok kötü” olduğu belirtildi.
Hatırlanmak üzere şunu da yazalım.
Temmuz 2021’de gazeteciler, AFP foto muhabiri Bülent Kılıç’ın şiddet görerek gözaltına alınmasının ardından, Olağanüstü Hal (OHAL) ilanından sonra ilk kez kitlesel eylem yaptı. Son iki yılda Türkiye’de iki gazeteci öldürüldü: Ses Kocaeli gazetesi sahibi Güngör Arslan 19 Şubat 2022’de; Bursa Rahmet FM çalışanı Hazım Özsu da Mart 2021’de uğradıkları silahlı saldırılar sonucu yaşamlarını yitirdiler. Cinayet zanlıları tutuklandılar.”
Kayıtlara girmesi ve genel bilgi edinmek isteyenlere yararlı olacağına inandığım aşağıda ki bilgileri de aktarıyorum.
‘İLK SIRADA NORVEÇ YER ALIRKEN, KUZEY KORE SONUNCU OLDU
Endeksten öne çıkan sonuçlar şöyle:
“- RSF Basın Özgürlüğü Endeksi’nde liderliği bir Avrupa ülkesi olan Norveç (1) çekmeye devam ederken, kıtada daha önce de görülen eşitsizlikler derinleşti. Eski komünist ülkelerden Estonya (4) ve Litvanya (9) RSF sıralamasında ilk 10’a girerken, Hollanda (28) ‘ilkler’ arasından çıktı.
– Avrupa’da sıralama sonuncusu olan Bulgaristan’ın (91) yerini Yunanistan (108) aldı. Avrupa’da 2021’de görülen eşitsizliklere, Avrupa Birliği’nde gazeteci cinayetlerinin hortlaması, toplumsal eylemlerde haksızca yetkililerle karıştırılan medya temsilcilerinin saldırılara hedef olması ve bazı Avrupa Birliği (AB) hükümetlerinin gazeteci haklarını kısıtlayan düzenlemelere gitmesi neden oldu.
Yunanistan’da Giorgos Karaivaz ve Hollanda’da Peter R. De Vries, Avrupa metropol merkezlerinde mafyavari bir tarzda öldürüldü. 2020 yılında Malta’da (78) Daphne Caruana Galizia’yı, Slovakya’da (27) ise Jan Kuciak’ı öldürenler hâlâ hak ettikleri cezaları almadılar. Yine de bu iki ülke, adalet ve basın özgürlüğü yolunda belli ölçüde yol almayı başardı.
“RSF, GAZETECİ OLMAMAKLA BİRLİKTE ASSANGE’IN İADESİNE KARŞI ÇIKTI”
Almanya (16), Fransa (26), İtalya (58) ve Hollanda’da haberciler, Covid karşıtı önlemlerin protesto edildiği eylemler sırasında artış gösteren saldırı ve tehditlerin hedefi oldular. Slovenya (54), Polonya (66), Macaristan (85), Arnavutluk (103) ve Yunanistan’da hükümetler, medya özgürlüğünü zora sokan düzenlemelere giriştiler. Diğer yandan Sırbistan (79) cezasızlığa karşı mücadelede yol kat etti, Çek Cumhuriyeti (20) ve Bulgaristan (91) ise iktidar değişikliğinin ardından gazeteciler üzerindeki siyasi baskıyı gevşetti. Birleşik Krallık’ın (24), iki yıllık prosedür sürecinin ardından Wikileaks kurucusu Julian Assange’ın ABD’ye (42) iadesinin önünü açması dikkat çekti. Bu süreçte RSF, gazeteci olmamakla birlikte gazeteciliğe katkıda bulunan Assange’ın iadesine -bu tür katkılar adına kötü bir ilk örnek oluşturmaması için- karşı çıktı.
Avrupalı kurumlar bir yandan gazetecilerin ve basın özgürlüğünün korunmasına dönük çeşitli önlemler almak ve Macaristan’a karşı Avrupa hukukunu ihlal prosedürünü harekete geçirmek gibi adımlar atarken, diğer yandan Ukrayna (106), Vladimir Putin emriyle işgal edildiğinde Rusya (155) yanlısı propaganda yapan medya kuruluşlarını uygun yasal çerçeve bulunmadığı halde yasakladılar. Bu durum, bir karşı misilleme olarak Avrupa medyasına yönelik girişimlerde bulunulması riskini de ortaya çıkardı.
Ortadoğu’da medya özgürlüğünden yoksunluk, İsrail (86), Filistin (170) ile diğer Arap ülkeleri arasındaki çatışmalar üzerinde olumsuz etki göstermeye devam ediyor.
“24 ŞUBAT’TA BAŞLAYAN SALDIRININ İLK AYINDA 5 GAZETECİ HAYATINI KAYBETTİ”
Avrupa’nın doğusunda, Rusya’nın Ukrayna’da propagandayla başlattığı ve halen sürdürdüğü savaş, bir insanlık dramına yol açarken bölgede basın özgürlüğü üzerinde de yıkıcı etkiler yarattı. 24 Şubat 2022’de başlayan saldırının ilk ayında, 5 gazeteci ve medya çalışanı, açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. Rusya ordusunun, işgal ettiği bölgelerde haber kaynaklarını kasten hedef aldığı, yerel medyayı iş birliği yapmaya zorladığı görüldü. Rusya’da ise savaş bağlamında medyanın kısıtlanması,
‘sözden anlamaz’ gazetecilerin peşine düşülmesi, çoğu gazetecinin sürgüne zorlanması gibi yaygın sansür uygulamalarına başvuruldu. Aslında süreç 2021’de, “yabancı ajan” olarak damgalanan medya kuruluşlarına dönük düzenlemelerin sertleştirilmesi ve muhalif Alexei Navalny’ya ilişkin haberlere davalar açılmasıyla başlamıştı.”
Türkiye’deki gazeteciler 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne pek çok sorunla beraber giriyor. Basın meslek örgütleri ise gazetecileri cezalandırma politikalarından bir an önce vazgeçilmesi çağrısını yineliyor.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, AKP’nin iktidara geldiği günden beri medya alanına ilişkin yürüttüğü iki kritik politikada başarılı olduğunu aktararak, “Birincisi medya sahipliğini değiştirmek (ki medyanın yüzde 90’ını kontrolü altına aldı), ikincisi toplumun gözünde gazetecilerin itibarını yok etmek. Bu alanda en son 2019 yılında yapılan ankette en güvenilmeyen meslekler sıralamasında politikacılar ve din görevlilerinden sonra gazeteciler geliyor” ifadelerini kullandı. Durmuş, iktidarın yarattığı böyle bir tabloda basın özgürlüğü sorununu çözmenin hiç kolay olmadığını söyleyerek, bu yüzden Türkiye’nin dünya sıralamasında sonlardaki yerini istikrarlı bir biçimde koruduğu görüşünü paylaştı.
2022 yılını “cezalandırma yılı” olarak tanımlarken “Türkiye yıllardır olmayan basın özgürlüğünü, tutuklu gazetecileri, gözaltına alınan gazetecileri, darp edilen gazetecileri konuşuyor. Konuşuyor ama kim konuşuyor? Medya sektörünün içerisinde yer alan gazeteciler, akademisyenler ve biraz da siyasetçiler” dedi.
“YAN YANA DAHA GÜÇLÜYÜZ”
İktidarın son bir yılda hapis cezaları, para cezaları, ilan kesme cezaları ile medyayı susturmak, ortadan kaldırmak için olağanüstü bir çalışma yürüttüğünü söyleyen Durmuş sözlerini şöyle tamamladı: “İktidarın bu susturma girişimlerine gazeteciler elbette boyun eğmedi ve ısrarla gazetecilik yapmaya devam etti. Kalemlerinin özgürlüğü için gazetecilerin bu ısrarlı mücadelesi bu ülkede hem özgürlüğünü hem de demokrasiyi getireceğine inancımız tam. Daha fazla yan yana gelerek sorunların üstesinden gelebiliriz. Gazetecilerin gücü birliktelikten geçiyor. Yan yana, birlikte daha güçlüyüz.”
RSF: MESLEK ÖRGÜTLERİ VE SİVİL TOPLUM MÜCADELE EDİYOR
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi ve Bianet Medya Özgürlüğü Raportörü Erol Önderoğlu ise Türkiye’de güç odaklarınca suçlu meslek muamelesi yapılan gazetecilik ve hakları için meslek örgütleri ve sivil toplumun yargı önünde ciddi mücadele verdiğini belirtti. Önderoğlu “Basın kartı, polis müdahalelerinin görüntülenmesine yönelik yasağa karşı Anayasa Mahkemesi veya İdare Mahkemeleri’nce alınan umut verici kararlar, birçok ülkenin aksine, Türkiye’de meydanın boş olmadığını ve demokratik hak aramada kazanımlar elde edildiğini de gösteriyor” dedi.
“İktidarın, 20 yıldır kutuplaştıran söyleme yatırım yapmışken tarafgir Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Basın İlan Kurumun (BİK) ‘eleştiriyi aştıkları’ gerekçesiyle yağdırdığı cezalar eleştirel medyanın varlığını tehdit ediyor. ” diyen RSF temsilcisi, tutuklu gazetecilerden anlamlı bir düşüş gözlenmekte birlikte Sedef Kabaş ve İbrahim Haskoloğlu örnekleri ile siyaset gözetiminde gazeteci tutuklamanın halen kolay olduğunu gözler önüne serdiğini belirtti.
Erol Önderoğlu şöyle devam etti: “Öte yandan, Van’daki beş gazeteci, Mustafa Sönmez gibi dosyalarda çıkan ve sayısı gittikçe dikkat çeken beraat kararlarını bir bakıma, yargıdan ‘baskıların vardığı noktaya yönelik bir çıkış’ olarak önemsiyoruz. 2023 Seçimleri arefesinde, özellikle eleştirel medya temsilcilerine yönelik gelişebilecek, 2019 benzeri bir şiddet salgınından endişe ediyoruz. Gazeteciye saldırmak hiçbir topluma bir şey kazandırmadığı gibi provokatif söylemler de, şiddete kayıtsızlık da siyaset sayılamaz. RSF olarak, güç şartlarda görev yapan meslektaşlarımızı dikkatli olmaya çağırıyor, dayanışmamızı sunuyoruz.”
2022 OCAK-NİSAN HAK İHLALLERİ RAPORU
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti açıklamasında 2022 Ocak-Nisan Medya Hak İhlalleri Raporu’na da yer verdi:
26 gazeteci, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle cezaevinde.
Son dört ayı içinde gazetecilere yönelik toplam 102 dava açıldı.
173 haber, beş internet sitesi, 46 video engellendi.
12 olayda 13 gazeteci gözaltına alındı.
4 ay içinde 27 gazeteci işten çıkarıldı, 15 gazeteci istifa etti.
Radyo Televizyon Üst Kurulu, bağımsız medya kuruluşlarına 21 para cezası, 10 yayın durdurma cezası verdi.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü: Türkiye’de bir yılda 273 gazeteci yargılandı
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın Basın Özgürlüğü Raporu’na göre, bir yılda gazeteciler toplam 75 yıl 5 ay 26 gün hapis cezasına mahkûm edildi
Yukarı da aktardıklarımla birlikte bütün gazetecilerin savaş muhabiri gibi tehdit ve tehlike altında görevlerini yapma cesaretiyle sizden aldığı haberleri yine size ulaştırmak için hayatını ortaya koyarak görevini yapmaktadır.
Okuduğunuz bu haberler her şeyden çok değerlidir. Çünkü tehlikelerin ardından elde edilenler canlarını ortaya koyanların emeğidir, sakın unutmayın.
Kalın Sağlıcakla.