Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Sabriye Güler

Sabriye Güler  |  BERLIN

YAZARIN TÜM YAZILARI

" YABANCI…"

Bu koca şehir, ne kadar birbirine yabancı insanlarla dolu. (Sait Faik Abasıyanık)

 

   Koskoca bir ülke de hepimiz birbirimize yabancılaştık. Bu koca ülke de, ne kadar birbirine yabancı insanlarla doldu, hala da doldurulmaya çalışılıyor.. Bırakın Gaziantep'i, Mersin, Hatay(Antakya), Adana, Kilis, Şanlıurfa'yı... Koskoca bir ülkede hepimiz etrafımıza yabancılaştık hızla. Sevdiği benim sevdiğim değil, giydiği benim giydiğim değil, dinlediği türküler benim türküm olmayan milyonlarca insanlarla etrafımız çevrildi. Binlerce kereler anlattık, yazdık, sesimizi duyan var mı diye bağırdık. Kimse duymadı.

 

    Ortadoğu'da patlayan her bombanın altında biz kaldık sanki, her atılan bombadan sonra bizim canımız yandı. Bizim etrafımız sarıldı. Elimizden herşeyimiz kayıp gitti. Ne yaptık? Seyrettik, kızdık susun dediler. Yazdık çerden, çöpten ihtar aldık. Vayyy arkadaş vayyy bizler ne günlere kaldık!

 

     Akıl, mantık, bilim herşey tersten işledi. BOP'un hizmette sınır tanımayan elemanları, çalışkanlıkları ile aferin peşine düştüler. Alkışlandılar, koltuk tapuladılar, kuralların içine ettiler. Bitmedi, öyle görünüyor ki hiç de bitmeyecek.

 

   İnsanlıkmış, insanlığımızdan bezdirdiler! İnsani duygularımızı istismar ettiler. Birine insanlık yapacağımız kalmadı, yüreğimizi yaktılar, kül ettiler.

 

    “Tüm muhteşem hikâyeler iki şekilde başlar. Ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.”

Tolstoy böyle demiş ama bize gelen güzel hikayeler ile gelmediler. 

Gelenler bilerek, itilerek, içimiz de yer etmeye geldiler. Sığınmacı istilasına uğramadık, işgaline uğradık. Cep delik, cepken delik, onlara yaratılan imkanları ve sunulan ayrıcalıkları izleyerek BÖYÜK Ortadoğu Projesini çözmeye çalışıyoruz.

 

Gündem, gündemleri doğuruyor. Bu aralar ülkemiz her konuda doğurganlık saçıyor. Fakat ne yazık ki kötü anlamda...

 

Çocuğa şiddet, istismar, kadına şiddet istismar da, dünya ölçeğine fark atıyoruz. Toplum olarak, ruh sağlığımız bozuk... Mutsuzuz, içtiğimiz avuç avuç antidepresanlar artık yetmiyor. Cennet ülkemiz bizim dışımızdaki herkese cennete dönüşü veriyor. Bize ise ceheneme; Osmanlının süreğine doğru gidiyoruz. Kendi vatanında garip oluyor Türkler... Ah bu Türkler!

 

Bizler hızla yaşadığımız topluma YABANCILAŞIYORUZ...

 

Birileri bizleri yabancılaştırıyor. Hiç acımadan yabancı olmamızı istiyor. Kendi vatanımızda yabancı olmamızı istiyorlar. Bunu zaman zaman da açıkca piyonlarına söyletiyorlar. İçeriksiz, boş beleş, bir çamur at izi kalsın tarihi ile çirkinliklerini kusuyorlar. Bitmiyor, durum öyle gösteriyor ki, bizler sustukça, onlar küstahlaşıyorlar.

 

Gittikçe köle-kul ilişkisine doğru gidiyoruz. Bakıyorum en küçük yerleşim biriminde bile, hiç yöresellik kalmamış... Tekelci babalar köşeleri tutmuş bizler ise ucundan kıyısından düzene ayak uydurmaya çalışıyoruz.

 

YABANCILAŞIYORUZ, HERŞEYE HER YERE... KENDİ VATANIMIZDA MAĞDURİYET YAŞIYORUZ...

 

 

 

 

    

 

 

YanıtlaYönlendir

Tepki ekle