AKILLILAR BİR KEZ HATA YAPAR. AKILSIZLAR AYNI HATAYI HEP TEKRAR EDER.
İSMET İNÖNÜ
Sadece bir iyi vardır; bilgi. Ve sadece bir kötü vardır; cehalet... Bir bilgenin sözü şu an kimin di hatırlamıyorum!
Günümüzde bunu bütün detayları ile görüyoruz, eğitimin kalitesi gün be gün düştükçe, etrafımız cahiller sürüsü ile çevrildi. Cehalet karşısında susmak bazen en akıllı yol gibi gelse de, cehaletle yol almak; işte o çok kötü! Korkunç bir şey!
Cehaletle deha arasındaki gerçek fark nedir biliyor musunuz? Dehanın sınırları var, cehaletinse hiçbir sınırı yoktur. Bilgili olmak adeta bir suça dönüştürülmüştü, cahillik ise artık milli kimliğimiz olarak alkışlanıyor, bilginin zararını çok görmüş gibi... Eskiden insanlar etrafında bilgili insan gördükçe, ondan ne kaparım acaba diye düşünürdü. Bilgiye ulaşmak kolaylaştıkça, cahiller çoğaldı...
Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda; 1923'ün 40 bin köyünün 38 bininde okul olmayan Türkiye'sinde bile şimdiki kadar cahil yoktu, diyor İlber Ortaylı. Ne yazık ki çok da doğru söylüyor.
Okumayan, sorgulamayan, gerçeğin peşine düşmeyen bir güruh var memlekette... Her söyleyene inan, her sakallıyı hoca sanan, her saçmalığı tarih sanan, safsatalara körü körüne bağlı bir güruh... Ne deseler inanan, özellikle de din soslu, etnik soslu, bölücülük soslu, Türkün yurdunda Türk'e düşmanlık besleyenlerin sığındığı limanlar olarak karşımıza çıkıyorlar. Bedenin tutsaklığına alıştık da, ruhun tutsaklığını anlamakta zorlanıyoruz.
Sizleri bilemem ama ben eski Türkiye'yi, muhalefetin her eleştirisini zekice esprili şekilde savan rahmetli Süleyman Demireli hatta Necmettin Erbakan'ı bile özlüyorum. Liderlerin karşılıklı televizyonda konuştuğu tartışma kültürü olan demokrasimizin o günlerini özledim... Büyük bir heyecanla izlerdik. Sanki bir futbol maçını seyreder gibi… Bizler okullarda, liselerimiz de karşılıklı fikir münazarası yapardık. Savunma bilinci ile inandığımız fikrimizi sahiplenir ve sorgulama yeteneğimizi geliştirir dik.
Birileri, birilerinin konuşmasından rahatsız ise orada yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. Eğer ki yaptığın işin doğruluğuna ve ülkenin çıkarlarına hizmet ettiğine inanıyorsan neden korkarsın...
Toplumda karşılığı olmayan bir şeyin dayatması vardır. Yıllardır yaratmaya çalıştıkları toplum, isteği topluma dönüşmüyorsa, dönüştüremiyorlarsa orada bir sıkıntı vardır. Şu anda cahille, aydınlık koşuya çıkmış yarış halindeler. Türkiye'nin genel görüntüsü bu!
Ne yazık ki belli bir kalıba sokmaya çalıştıkça, etraftan ışıklarını saça saça yol alan bir gençlik, inandığı doğrularda direten, bağımsız yurtsever kalabalıklar da her şeye rağmen büyüyor, gittikçe devleşiyorlar. Hukuk ve demokrasiye inanan ve onun sınırlardan şaşmayan güçlü bir toplum çığ gibi büyüyor. İşte tüm sıkıntı da burada başlıyor.
Emperyalizm çok kaygılı, toplumda yükselen bir bilinçli yoğunluk oluşurken, hormonlu cahillik ile de bir çarpışma yaşıyor.
Ancak bilmiyorlar ki hormonlu olan şey çabuk çürür…
Ne demiş Fuzuli… MEY BİTER SAKİ KALIR, HER RENK SOLAR HAKİ KALIR, İLİM İNSANININ CAHİLLİĞİ OLSA DA, HAMURUNDA VARSA EŞEKLİK BAKİ KALIR!
YanıtlaYönlendir
Tepki ekle