Son günlerde yaşanan bazı gelişmeler dünya genelinde Müslümanlara karşı artan İslamofobiyi gözler önüne seriyor.
İsveç’in Malmö kentinde İslam ve göçmen karşıtı ırkçı bir grubun cadde ortasında Kur’an-ı Kerim yakmasının ardından Norveç'in başkenti Oslo'da da İslam karşıtı aşırı sağ grup Sian’ın parlamento önünde Kur’an-ı Kerim’i yırtması İslam karşıtlığının vardığı nokta ile ilgili endişeleri arttırdı.
İsveç ve Norveç’teki Kur’an yakma-yırtma hadiselerinin hemen ardından Fransa’da Charlie Hebdo dergisi daha önce yayımladığı ve büyük olaylara yol açan Hz. Peygamber’e dair çirkin 13 karikatürü tekrar yayımladı.
Avrupa'daki aşırı sağcı partiler, iktidarda olmasa bile siyaseti etkilerken, Kasım 2019'da yayımlanan Küresel Terör Endeksinde, Batı'da yabancıları hedef alan ırkçı terörün son 5 yılda yüzde 320 artmasına dikkati çekiyor.
İsveç, Norveç, Fransa, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerde art arda yaşanan ve İslamofobinin İslâm karşıtlığına, karşıtlığın da artık kronik İslâm düşmanlığına dönüştüğünün göstergesi olarak da yorumlanan bu hadiseler son yıllarda Müslümanlara karşı artan terör saldırılarının da nasıl bir iklimde gerçekleştiğini gözler önüne seriyor.
Tüm bu saldırıların son halkası olarak 2019 yılında Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde 2 camiye düzenlenen silahlı saldırıda 51 kişi ölmüş, 49 kişi yaralanmıştı.
Ağustos ayında ömür boyu hapse mahkûm olan terörist Brenton Tarrant’ın duruşmalarında kurban yakınlarının tanıklıkları Müslümanların karşı karşıya olduğu ön yargı ve zorlukları gözler önüne sermişti.