Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Dr. A.Atilla Doğan

Dr. A.Atilla Doğan   |  BERLİN

YAZARIN TÜM YAZILARI

Küresel körlüğe ve sağırlığa karşı sosyal medya!

Yazılı ve görsel medya küreselleşmeyle birlikte hem teknolojik hem de içerik olarak önemli değişiklikler gösterdi. Teknolojik değişim, dijitalleşmenin gelişimi ile her yıl artarak devam etmekte ve kağıt gazeteler neredeyse tarihe karışmak üzeredir. Görsel ve işitsel araçlar ise televizyon ve klasik radyo kanallarından farklı ortamlar üzerinden sunulur ve takip edilir duruma gelmiştir.

Görsel ve işitsel araçların içeriği ise küreselleşmenin etkilerinin görülmeye başladığı doksanlı yılların başından günümüze her yıl yavaş yavaş bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybederek adeta çıkar gruplarının sesi durumuna dönüşmüştür.

Küresel sistem ''basının'' ya da günümüz ifadesi ile medyanın ''dördüncü kuvvet'' (*)   olarak bilinen yapısını  popülist tutum ve politik gerekçelerle yok etmiştir. Küresel sistemi yaratan ve yaygınlaştıran teknolojik gelişme işte bu noktada ''sosyal medyanın'' güçlenmesine ve kurumsal medyanın boşalttığı alanı doldurmaya başlamıştır.

Küresel sorunların en önemli nedeni kurumsal medyanın günümüzdeki durumudur.

Hegemonik Dünya Düzenine dönüşen küreselleşmenin etkisi ile günümüz medyası; devlet kurumlarının ve iktidar partilerinin baskıları ile  bağımsızlığını kaybettiği ve halkı bilgilendirmekten uzak, olayları ve gerçekleri çarpıtarak vatandaşların fikir oluşturma süreçlerini güç odakları yararına değiştirme ve algı yaratma faliyetine dönüşmüştür.

Nitekim İsrail'in 17 aydır devam eden ve katliamlarla başlayıp soykırıma dönüşen saldırılarının fütursuzca devam etmesinin en önemli nedenlerinden biri de medyanın günümüzde geldiği durumdur. Yine Türkiye'de 19 Mart'dan bu yana demokrasi ve özgürlük talebi ile sokaklara dökülen halkın taleplerinin karşılık bulmamasının en önemli nedenlerinden biri de medyanın geldiği durumdur. 

Farklı medya araçları yoluyla yapılan bağımsız, tarafsız, özgür yayınlar siyasi gücün (iktidarların) kontrolü yoluyla demokrasilerde önemli bir görevi üstleniyordu. Bu nedenle de bir dönemler medyanın özgürlük düzeyi çoğu zaman, bir ülkenin demokratik yapısının gücü üzerine ölçü olarak değerlendirilmekteydi. Nitekim gelişmiş batı ülkelerinde medyanın dördüncü kuvvet haline gelmesine yönelik anayasal düzenlemelere de gidilmiştir.

Bugün bu düzenlemeler sadece gelişmiş batı ülkelerinde değil gelşmekte olan birçok ülke anayasalarında olmasına rağmen, uygulamada karşılık bulamamaktadır. Dünün küresel (Neo liberel ekonomi) günümüzün ''Hegemonik Dünya Düzenin'' de yazılı, görsel ve işitsel medya kuruluşları ezici çoğunlukla küresl şirketlerin kontrolüne girmiş durumdadır. Bu deforme sistem öyle bir durumdadır ki, medya alanaındaki kimi küresel şirketler ''sözde muhalif'' medya araçları oluşturma yoluyla kitleleri kontrol etme ve  ''çok sesli'' demokratik bir toplum algısı oluşturma durumuna gelmiştir.

Denize düşen yılana sarılır.

Basın hukukunda,medyanın özgür olmasının önemi büyüktür. Bu kapsamda, medya özgürdür ve bilgi edinme, yayma ve yorumlama konularında yasalarla teminat altına alınmış haklara sahiptir. Tüm bunlar siyasal erk tarafından uygulanabilecek ''sansür'' yaptırımlarını engellemek üzere yasalarda yer almaktadır. Ancak günümüzde tüm bu yasal haklara rağmen bir yandan iktidarların ve diğer yandan egemen güçlerin (medya kuruluşlarını satın alarak ele geçirme yoluyla)  etkisiyle demokratik toplumların olmazsa olmaz özelliği olan ifade ve medya özgürlüğü baskı altına alınmakta hatta yok edilmektedir.

Gelinen bu noktada kurumsallaşmamış haber alma aracı olarak sosyal medya devreye girmektedir. Halkın gerçekleri öğrenme çabası için tek yol olan sosyal medyayı da kontrol altına almak üzere ''kamu yararına(!)'' farklı yasa ve kısıtlayıcı uygulamalar devreye sokulmasına rağmen tekonoljinin gelmiş olduğu noktada çözüm yolları en az kısıtlama yöntemleri kadar çok çeşitlidir. 

Küresel körlüğe ve sağırlığa karşı çare gibi görülen sosyal medya tek taraflı ve aşırı görüşleri ile bir yandan gerçekleri arayan kitlelerin merakını giderirken diğer yandan güvenilmez ve kışkırtıcı (provoke) içeriği ile farklı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal medyadan haber alma ve gerçeklere ulaşma durumunu da '' Denize düşen yılana sarılır'' atasözü ile açıklamak mümkündür.

(*) Özgür basın; yasama, yürütme ve yargı gibi kuvvetler ayrılığı sisteminde onlara denk dördüncü bir kuvvet olarak ele alınmaktadır.