Deprecated: Array and string offset access syntax with curly braces is deprecated in /usr/www/users/berlinvkn/sites/all/themes/berlinturk/template.php on line 260
Cinsiyet ayrımcılığına karşı tek çözüm daha güçlü pozitif ayrımcılık olmalıdır. | berlinTÜRK
Ana Sayfa

berlinturkbanner

berlinturkbanner

Dr. A.Atilla Doğan

Dr. A.Atilla Doğan   |  BERLİN

YAZARIN TÜM YAZILARI

Cinsiyet ayrımcılığına karşı tek çözüm daha güçlü pozitif ayrımcılık olmalıdır.

8 Mart 1857'de yaşanan katliam! ''8 Mart 1857 günü New York’ta bulunan bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin işçi, günlük 16 saatlik iş yükünün 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması talebiyle bir grev başlattı. Örgütleyen kadınlardı ve bu güne dek yapılmış en büyük kadın eylemlerinden biriydi. Elbette polis eyleme müdahale etti. Uzun bir hengamenin sonunda, patronların da desteği ile binlerce işçi fabrikaya kilitlendi. O sırada beklenmedik bir an yaşandı ve etrafı alevler sardı. Çıkan yangında kilitli kalan işçilerin 129’u yanarak can vermişti. ABD basını tüm bu olaylar yaşanmamış gibi davranmayı tercih etti. Yine de ölen işçilerin cenazesine 100 bini aşkın kişi gelmişti.

Clara Zetkin, kadın haklarını savunan kadınlar arasında önemli bir isim olacaktı. 1910’da Kopenhag’da gerçekleştirilen İkinci Enternasyonal’e bağlı Sosyalist Kadınla Konferansı’nda kadın emek mücadelesi tekrar masaya yatırıldı. Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nde bulunan Clara Zetkin, konferans konuşmasında kadınlar için bir mücadele gününün belirlenmesi gerektiğini söyledi. Bu öneri kabul edildi ve her ülkenin kadınlarının her yıl, aynı gün, kendi ülkelerinin işçi sınıfı ile birleşerek bir kadınlar günü düzenlenmesine karar verildi'

8 Mart kutlanmalı mı? Anılmalı mı?

Sanayi Devrimi ile başlayan kadın ve çocuk işçi sömürüsü dayanılmaz boyutlara gelince insani haklar için talepte bulunan kadın çalışanların katledilmesi ile yaşanan acı bir olayın üzerine inşa edilen 8 Mart Kadınlar günü kutlama günü mü? Yoksa anma günü mü bunun tartışılması gerekir. Bana göre bugünün anma günü olması gerekir. Çünkü 8 Mart'da çalışanların isteklerine kulak tıkayan vicdansız patronlar bir katliama neden olmuştur.Diğeri ise aradan bir asırdan fazla bir sürenin (168 Yıl)  geçmesine rağmen kadın sömürüsü farklı yollardan devam ediyorsa bunun kutlanması emekçi kadınların çıkarına değil emekçi kadınları sömüren patronların dolaylı yoldan kazanımıdır.

Nitekim Dünya Kadınlar Günü için tırlarla ve  uçaklarla Türkiye'den 34 ülkeye çiçek gönderildiği ve geçen yıla göre bu yıl talebin daha fazla olduğunu ve ihracatta yüzde 10'luk bir artış gerçekleştiğini belirtilmektedir. Sadece Türkiye'den "Kadınlar Günü için 75 milyon dalın üzerinde bir çiçek gönderimi sağlanmış ve 9 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleştirilmiştir.Yine bugüne özel mücevher firmaları tarafından yapılan reklamlar ile hedef kitlesi kadınlar olan ve buram buram samimiyetsiz içeriklerle dolu programlar yoluyla yaratılan ticaret hacmi neredeyse ''Sevgililer Günü'', ''Anneler Günü'' gibi küresel bir tüketim imkanı ile patronlara büyük bir kazanç imkanı yaratmaktadır. Ne yazık ki, bu durum 8 Mart 1857 günü patronların da desteği ile fabrikaya kilitlenerek yakılan 129 kadın işçinin hatırasına saygısızlıktır.

Kadınlara çiçek değil hakkı olanı verin!

8 Mart Dünya Kadınlar Günü, ülkemizde de dünyanın çok yerinde olduğu gibi artan bir ilgi ile maalesef  anılmıyor, sadece kutlanıyor. Bir gün süre ile kadınlara bırakın elma şekerini, pamuk şeker etkisi bile bırakmayan güzellikler yapılmaya çalışılıyor. 

Kadına yönelik sorunların konu edildiği ve kadınların yaşamını zorlaştıran faktörlerin ele alındığı toplantılar, film gösterileri, sergiler, sempozyumlar; bu çiçekli ve böcekli kutlamaların gölgesinde kalıyor. Kutlamalar hatta salon toplantıları ile farkıdalık yaratmak kadınların hakkı olanları almaya yüzyılı geçen sürede almaya maalesef yetmedi ve yetmiyor. Bunu günlük yaşama dökmek, uygulanır kılmak ve kadına yönelik cinsiyet ayrımcılığı ile nasıl mücadele edileceğini toplumun düşünce sistemi içine sokmak gerekiyor. 

Kadın cinayetleri küresel bir sorun

Emekçi kadınlar derken akla sadece fabrikalarda, bürolarda ve ev dışı yerlerde çalışan kadınlar gelmesin. Daha kız çocuğu iken bile ev içinde aile ortamında haksızlıklarla mücadele eden kadınlar evlendikten sonra da hane içi düzenin çarkları arasında sömürülmeye devam ediyor. Kadın sadece evde veya işyerlerinde sömürülmekle kalmıyor, anne, baba, erkek kardeş, koca, akrabalar, yakın çevre, toplum, siyasetçiler ve feodal baskı grupları altında da ezilmeye devam ediyor.

Ne yazık ki, ezilmekle kalsa iyi diyeceğimiz olaylar geliyor kadınların başına. Çünkü  kadınlar öldürülüyor!  Türkiye'de 2024 yılında 394 kadın cinayetle hayatını kaybederken Almanya’da ise 2023 yılında 360 kadın cinayeti kayıtlara geçmiş durumda. Birçok ülkeden gelen verilere bakıldığında kadın cinayetlerinin bir ulustan çok küresel bir sorun olarak gündemde olduğu görülmekte 

Emekçi Kadınlar Ne İster?

Bir asrı geçen dönem boyunca yaşanan bir gerçek var ki, kadınların yaşamını olumsuz etkileyen faktörlerin varlığı neredeyse her yerde görünür ve bilinir durumda Ne yazık ki, özellikle kadına yönelik şiddetin küresel boyuta artışı ''yaşam hakkı''nı diğer birçok talebin önüne geçirmiş durumda. Bununla birlikte emekçi kadınların talepleri nelerdir diye sıralarsak;

- Eşit işe eşit ücret

- Esnek ve güvencesiz çalışmaya karşı güvenceli iş

- İşyerlerinde mobbing ve tacize karşı yasal haklar

- Sendikal özgürlük ve kadın örgütlenmesine destek

- Kadına yönelik şiddet ve cinayetlere karşı caydırıcı cezalar

- Kız çocuklarını okula göndermeyenlerin engellenmesi

- Çocuk yaşta evliliklerin önlenmesi

- Medeni kanuna saygı gösterilmesi

- Daha fazla sayıda ve güvenli sığınma evi

8 Mart Cinsiyet Ayrımcılığı ile Mücadele Günü

Kadınlar için ortaya atılan “pozitif ayrımcılık” söylemine karşı çıkan kesimler olsa da, kadınların gündelik hayatını zorlaştıran faktörler dikkate alındığında kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığına karşı tek çözüm daha güçlü pozitif ayrımcılık olmalıdır. Bunun için  ''Kadınlar Günü''ne anlam katacak ''8 Mart Cinsiyet Ayrımcılığı ile Mücadele Günü'' ifadesini de eş anlamlı olarak kullanmayı tercih etmeli ve bunun gereği olarak talep edilen yasal haklara en kısa sürede kavuşulmalıdır. Eğer bu sağlanabilirse işte o zaman 8 Mart'ı kadınlar ve erkekler birarada dans ederek kutlayabiliriz.